Sevgili evlâdım Tayyip Erdoğan ve aynı zamanda Sn. Başbakan.
Öncelikle memlekete yaptığın hizmetlerden dolayı gözlerinden öpüyorum.
Farkındayım beni hatırlayamadın.
Geçmişimle ilgili bilgiyi aşağıda yer alan ek bölümde bulabilirsin.
Kısadan hatırlatacak olursak; hani geçen gün şu Kadıköy-Kartal Metrosu'nun açılışında 10. Yıl Marşı ile göndermede bulunduğun zat var ya işte o benim canım evlâdım.
Hani dedin ya, "Türkiye'yi biz karayollarını da nereden aldık, hangi ağlarla donattık? Demiryolunu nereden aldık, hangi ağlarla donattık?
Biliyorsunuz 10. Yıl Marşı'nda geçer.
Demir ağlarla ördük falan. Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin!
Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye'yi biz örüyoruz..." diye...
Ne de yakıştı sana be güzel evlâdım.
Bilirsin ki devlette devamlılık esastır. Her gelen hükümet bir öncekinin ördüğü duvarın üzerine bir tuğla daha koymakla mükelleftir.
Tayyibim evlâdım, rahmetli Özal'dan itibaren bir özelleştirme teranesi çıkarttınız, bizim ilk on yıl ve devamında yaptığımız ne varsa satıp savdınız devam eden hükümetler olarak.
Biz ki Osmanlı'nın borcunu dahi öderken, sizler hem milletinize iç borçlanma adı altında hem de ecnebi memleketlere dış borç adı altında yapılandırdınız mali tablolarınızı.
Neyse evlâdım ben yaşlı adamım, senin değerli zamanını almayayım, senin yapacak çok işin vardır.
Ne bileyim bizim dönemden kalma Halkbank'ı özelleştir, Kuleli Askeri Lisesi'ni, Haydarpaşa Garı'nı özelleştir; yap işte bir şeyler evlâdım.
Bunları yaptıktan sonra da arada bize yine giydir, rahatla,
huzura er.
Beni hâlâ hatırlayamadıysan söyleyeyim evlâdım.
Ben o geçen gün üstü kapalı küfrettiğin ecdadınım.
Hani 1939-1940 yıllarında Ulaştırma Bakanlığı yapan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanı, Bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu olan ve 1200 km demiryolunu o an ki yokluklar içinde 2. Dünya Savaşı arefesinde naçizane başaran Ali Çetinkaya'yım.Gözlerinden öpüyorum, Binali Yıldırım evlâdıma da sevgilerimi ilet.
Sağlıcakla...
Ali Çetinkaya (Sabih Samur)
........................................................................................................
Ali Çetinkaya kimdir?
Ali Çetinkaya (d. 1878,Afyonkarahisar - ö. 1949, İstanbul) Türk asker siyaset ve devlet adamı.
I. Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde üstün başarılar göstermiş bir asker; İzmir’in işgalinden sonra Yunanlıların Ayvalık' doğru ilerleyişini durduran ve Kurtuluş Savaşı’nın askeri anlamda “ilk kurşununu atan” kişi olarak kabul edilmiş bir milli kahramandır. Bayındırlık Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı görevlerinde bulunmuş bir siyasetçi;Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanı’dır.
Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda, TBMM I. II., III., IV., V., VI., VII. dönemlerde meclis üyesi olarak yer aldı.
İkinci dönem Ankara İstiklal Mahkemesi başkanlığını yaptı. İzmir suikastı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası davası gibi önemli davalara baktı. Bayındırlık Bakanlığı sırasında Ankara’daki resmi dairelerin çoğunu yaptırdı. Ulaştırma bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu oldu.
YAŞAMI
1878 yılında Afyonkarahisar'da doğdu. Babası demirci ustası Ahmet Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. Babasını küçük yaşta kaybetti.
Afyonkarahisar Rüştiyesi'nde ve Bursa Askeri İdadisi'nde okudu. Ardından 1898’de Harp Okulu’nu bitirdi. Devrin pek çok genç subayı gibi Balkanlar’da görev yaptı ve geleceğin ünlü subayları olan Resneli Niyazi Bey, Enver Bey, Ali Fethi Bey ile tanıştı. 1907’da Manastır’da İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı gizli örgüte katıldı. Hareket Ordusunun 31 Mart İsyanı’nı bastırmasından sonra II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesinde ve Alatini Köşkünde ikamete götürülürken korunmasında Muhafız Birlik Komutanı Ali Fethi Bey’in yardımcısı olarak görev aldı.
Trablusgarp’ın işgali üzerine gönüllü subay olarak Trablusgarp Savaşı’nda çarpıştı; Mustafa Kemal ile aynı cephede savaştı. Bu arada “deli” lakaplı Üstteğmen Halit Bey ile görev yapmış ama anlaşamadıkları için iki subayın görev yerleri değiştirilmişti. Trablusgarp’taki başarılarından ötürü binbaşılığa terfi etti.
I. Dünya Savaşı’nda Irak , Kafkasya ve Makedonya cephelerinde çarpıştı. Yarbaylığa yükseldi. Kut’ül Ammare’de dört ay Türk Birliklerine karşı dayananİngiliz birliğini teslim almada büyük katkısı oldu. Başarılarından ötürü Türk, Alman, Avusturya madalyaları ile ödüllendirildi.
Mondros Mütarekesi’nden sonra İstanbul’da Karakol Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı ve “Yediler” diye bilinen ilk faaliyet grubunun içinde bulundu. Anadolu’ya silah, cephane kaçırmak için uğraştı. Bu dönemde Mefharet Hanım ile nişanlanadı ve daha sonra gerçekleşen evliliklerinden “İstiklal”(1923-2011) adlı bir kızı dünyaya geldi.
İzmir’in işgalinden az önce , Ayvalık’taki 172. Alay Komutanlığı'na getirildi. 29 Mayıs 1919 Ayvalık’ı işgal eden Yunan ordusuna karşı ilk direnişi başlattı ve halkın da katılımını sağlayarak, Ayvalık Cephesini oluşturdu. Günümüzde, Ayvalık'ta Yunan işgaline karşı atılan ilk kurşunun atıldığı yer olarak kabul edilen tepede onun adını taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Rehabilitasyon Merkezi Komutanlığı yer alır.
Ekim 1919’da askerlikten istifa etti ve 1920’de toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Afyonkarahisar milletvekili olarak girdi. İstanbul’un işgali üzerine Malta sürgünleri arasında yer alarak yurttan uzaklaştırıldı. 1921’de serbest bırakıldı ve yurda dönerek Afyonkarahisar mebusu olarak TBMM 1. Dönem’e katıldı.
1925'te TBMM'de tartıştığı Ardahan Milletvekili Halit Paşa'yı vurdu ancak meşr-u müdafaa halinde olması nedeniyle hakkında kovuşturma yapılmadı.
Ali Çetinkaya, Atatürk ile sohbet ederken.Şeyh Said İsyanı’ndan sonra kurulan ve 7 Mart 1927’e kadar görev yapan İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Mahkemenin “Üç Ali'ler” diye bilinen üyelerinden birisiydi (diğerleri; Kılıç Ali ve Necip Ali). Mahkemenin baktığı en önemli davalardan birisi Terakkiperver Cumhuriyet Partisi ‘nin Şeyh Said İsyanı ile bağlantılı görülüp kapatılmasına yol açan davadır. Bir diğer önemli dava ise Mustafa Kemal’e karşı düzenlen İzmir Suikastı ile ilgili davadır. Mahkeme bu davada Mahkeme bütün Terakkiperver mensubu milletvekillerini ve muhalefetteki etkili İttihatçıları tutuklama kararı almış; hatta tutuklananların delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmasını isteyen Başbakan İsmet Bey’i de tutuklama kararı almıştır.
16 Şubat 1934'te Bayındırlık Bakanı oldu. Ankara'daki resmi dairelerin çoğu, Çetinkaya'nın beş yıl süren bakanlığı sırasında yapıldı. Bu görevi 3 Nisan 1939’a değin sürdü. Bakanlığı sırasında 1937'de Almanya'ya seyahati sırasında gerçekleşen buluşma sonucu Nazi Diktatörü Adolf Hitler'le görüşen ilk Türk Bakan oldu ve Hitler’in dünyayı bir savaş sürüklediğini tespit etti.
1939-1940 yıllarında bir süre de Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanıdır. Bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu oldu ve 1200 km demiryolu yaptırdı.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan ayrıldıktan sonra 1946’ya kadar Afyonkarahisar milletvekili olarak kaldı. 1946’da Demokrat Parti’ye girme teklifini reddetti, ömrünün son yıllarını İstanbul’da geçirdi.
21 Şubat 1949 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Cenazesi, Afyonkarahisar’a defnedildi.
I. Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde üstün başarılar göstermiş bir asker; İzmir’in işgalinden sonra Yunanlıların Ayvalık' doğru ilerleyişini durduran ve Kurtuluş Savaşı’nın askeri anlamda “ilk kurşununu atan” kişi olarak kabul edilmiş bir milli kahramandır. Bayındırlık Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı görevlerinde bulunmuş bir siyasetçi;Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanı’dır.
Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda, TBMM I. II., III., IV., V., VI., VII. dönemlerde meclis üyesi olarak yer aldı.
İkinci dönem Ankara İstiklal Mahkemesi başkanlığını yaptı. İzmir suikastı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası davası gibi önemli davalara baktı. Bayındırlık Bakanlığı sırasında Ankara’daki resmi dairelerin çoğunu yaptırdı. Ulaştırma bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu oldu.
YAŞAMI
1878 yılında Afyonkarahisar'da doğdu. Babası demirci ustası Ahmet Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. Babasını küçük yaşta kaybetti.
Afyonkarahisar Rüştiyesi'nde ve Bursa Askeri İdadisi'nde okudu. Ardından 1898’de Harp Okulu’nu bitirdi. Devrin pek çok genç subayı gibi Balkanlar’da görev yaptı ve geleceğin ünlü subayları olan Resneli Niyazi Bey, Enver Bey, Ali Fethi Bey ile tanıştı. 1907’da Manastır’da İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı gizli örgüte katıldı. Hareket Ordusunun 31 Mart İsyanı’nı bastırmasından sonra II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesinde ve Alatini Köşkünde ikamete götürülürken korunmasında Muhafız Birlik Komutanı Ali Fethi Bey’in yardımcısı olarak görev aldı.
Trablusgarp’ın işgali üzerine gönüllü subay olarak Trablusgarp Savaşı’nda çarpıştı; Mustafa Kemal ile aynı cephede savaştı. Bu arada “deli” lakaplı Üstteğmen Halit Bey ile görev yapmış ama anlaşamadıkları için iki subayın görev yerleri değiştirilmişti. Trablusgarp’taki başarılarından ötürü binbaşılığa terfi etti.
I. Dünya Savaşı’nda Irak , Kafkasya ve Makedonya cephelerinde çarpıştı. Yarbaylığa yükseldi. Kut’ül Ammare’de dört ay Türk Birliklerine karşı dayananİngiliz birliğini teslim almada büyük katkısı oldu. Başarılarından ötürü Türk, Alman, Avusturya madalyaları ile ödüllendirildi.
Mondros Mütarekesi’nden sonra İstanbul’da Karakol Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı ve “Yediler” diye bilinen ilk faaliyet grubunun içinde bulundu. Anadolu’ya silah, cephane kaçırmak için uğraştı. Bu dönemde Mefharet Hanım ile nişanlanadı ve daha sonra gerçekleşen evliliklerinden “İstiklal”(1923-2011) adlı bir kızı dünyaya geldi.
İzmir’in işgalinden az önce , Ayvalık’taki 172. Alay Komutanlığı'na getirildi. 29 Mayıs 1919 Ayvalık’ı işgal eden Yunan ordusuna karşı ilk direnişi başlattı ve halkın da katılımını sağlayarak, Ayvalık Cephesini oluşturdu. Günümüzde, Ayvalık'ta Yunan işgaline karşı atılan ilk kurşunun atıldığı yer olarak kabul edilen tepede onun adını taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Rehabilitasyon Merkezi Komutanlığı yer alır.
Ekim 1919’da askerlikten istifa etti ve 1920’de toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Afyonkarahisar milletvekili olarak girdi. İstanbul’un işgali üzerine Malta sürgünleri arasında yer alarak yurttan uzaklaştırıldı. 1921’de serbest bırakıldı ve yurda dönerek Afyonkarahisar mebusu olarak TBMM 1. Dönem’e katıldı.
1925'te TBMM'de tartıştığı Ardahan Milletvekili Halit Paşa'yı vurdu ancak meşr-u müdafaa halinde olması nedeniyle hakkında kovuşturma yapılmadı.
Ali Çetinkaya, Atatürk ile sohbet ederken.Şeyh Said İsyanı’ndan sonra kurulan ve 7 Mart 1927’e kadar görev yapan İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Mahkemenin “Üç Ali'ler” diye bilinen üyelerinden birisiydi (diğerleri; Kılıç Ali ve Necip Ali). Mahkemenin baktığı en önemli davalardan birisi Terakkiperver Cumhuriyet Partisi ‘nin Şeyh Said İsyanı ile bağlantılı görülüp kapatılmasına yol açan davadır. Bir diğer önemli dava ise Mustafa Kemal’e karşı düzenlen İzmir Suikastı ile ilgili davadır. Mahkeme bu davada Mahkeme bütün Terakkiperver mensubu milletvekillerini ve muhalefetteki etkili İttihatçıları tutuklama kararı almış; hatta tutuklananların delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmasını isteyen Başbakan İsmet Bey’i de tutuklama kararı almıştır.
16 Şubat 1934'te Bayındırlık Bakanı oldu. Ankara'daki resmi dairelerin çoğu, Çetinkaya'nın beş yıl süren bakanlığı sırasında yapıldı. Bu görevi 3 Nisan 1939’a değin sürdü. Bakanlığı sırasında 1937'de Almanya'ya seyahati sırasında gerçekleşen buluşma sonucu Nazi Diktatörü Adolf Hitler'le görüşen ilk Türk Bakan oldu ve Hitler’in dünyayı bir savaş sürüklediğini tespit etti.
1939-1940 yıllarında bir süre de Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ulaştırma Bakanıdır. Bakanlığı sırasında demiryolu politikasının savunucusu oldu ve 1200 km demiryolu yaptırdı.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan ayrıldıktan sonra 1946’ya kadar Afyonkarahisar milletvekili olarak kaldı. 1946’da Demokrat Parti’ye girme teklifini reddetti, ömrünün son yıllarını İstanbul’da geçirdi.
21 Şubat 1949 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Cenazesi, Afyonkarahisar’a defnedildi.