DORUKTÜRK TV

6 Mayıs 2012 Pazar

Ateşkes ve kelime oyunları

Ateşkes ve kelime oyunları
..: 30.09.2006:..

Ateşkes: Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması (TDK sözlük, 1974) Bu açıklamayı dayanak göstererek, PKK taraftarlarının kullandığı ateşkes kelimesi için neden yaygara koparılıyor diyebilirsiniz. Fakat bu açıklama içindeki savaş kelimesini de aynı kaynaktan açıklarsak (Savaş: İki ya da daha çok DEVLETİN birbiriyle diplomatik ilgilerini keserek silahlı kuvvetlerle çatışması.) Bu masumane ifadenin nerelere kadar uzandığını daha iyi algılayabiliriz.
Leyleğin ömrü laklakla geçer derler. Bizler çekiçle örs kavgası yapaduralım; hangimiz daha çok milliyetçiyiz, kim daha sert çocuk, ağır abi? Günler gelip geçsin. Su akar, Türk bakar misali. Bizler bu modda iken, Kürtçü kardeşimiz DTP Genel Başkanı Ahmet Türk boş durmuyor; Avrupa Parlamentosu’nda temaslarda bulunarak AP Başkanı Joseph Borrell ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile bir araya geliyor.Ateşkes çağrısına, “Kürt tarafının” olumlu yanıt vereceklerini umduklarını belirtiyor ve “Türk Hükümeti de olumlu bir yaklaşım sergilemeli” diye buyuruyor. Tarımdaki Nadas misali. Türk’ün öfkesi dinlendirilsin, zaman her şeye ilaç!
Bu sırada Şehitler Abidemize bir tuğla daha ekleniyor. J. Tğm C. Evranos PKK tarafından şehit ediliyor. Büyükanıt Paşa sessiz.
Kara Kuvvetleri Komutanımız ise sesli ama konu farklı! Konu malum birinci öncelik masalı olan irtica. Defalarca bu köşeden seslendim; bu ülkenin birinci önceliği kesinlikle İÇ GÜVENLİK’tir! Bu, irtica önemsenmesin anlamını taşımamaktadır. Ama gündemi iyi tayin etmek gerekir.
Ülkemizde bölünme tartışılır hale gelmiş federal yapılanmadan, eyalet sisteminden bahsedilir olmuştur. Ve bunların hepsi iktidar partisi olan AKP’nin üzerine yıkılmaktadır.
Mutlaka Başbakanın talihsiz beyanları, yanlış ifadeleri olmuştur. Peki diğer kurumlar tek tek incelendiğinde kendileri sorumluluk anlamında görevlerini yapmaktalar mı? Net birkaç örnek verelim ve/ve ya soralım:
- Ülkenin milliyetçilik kelimesine sahip, isimli tek partisi olan MHP, Sn. Devlet Bahçeli yönetiminde ne gibi somut adımlar atmıştır, Ülkü Ocakları’na aman sakın sokağa çıkmayın talimatı vermek dışında?
- Büyük umutlarla beklediğimiz Sn. Büyükanıt Paşa ne zaman kısmetse tören kıyafetlerini çıkartıp kamuflajlarını giyecektir? Allah bize 1974’te yaptığımız gibi Amerika Birleşik Devletleri’nden izin almadan Büyükanıt Paşa’nın emir ve komutasında Kuzey Irak’a operasyon amaçlı girmeyi nasip edecek mi?
- Zamanın sert adamı bu zamanın esnaf dostu (Demirel tiplemesi), benim işçim, benim köylüm moduna girmiş olan DYP Başkanı Sn. Mehmet Ağar ne zaman modası geçmiş politikaları bırakıp eski kadrosunu, silah arkadaşlarını toplayıp GÖREVE talip olacak?
- Sn. Mehmet Ağar 2007 seçimleriyle iktidara gelelim, ben PKK’yı bitiririm demek 2007’ye kadar ki şehitlerden iktidarda olmadığım için ben sorumlu değilim demekle aynı anlama gelmeyecek midir?
- Sn. Cumhurbaşkanımız, Sizce Tayyip Erdoğan’ın Amerika ziyareti sonrası sizin müdahalenizle, Başbakanımıza artık sadece AKP ile seçime gidilemeyeceğini şu anki ülkenin durumu göz önüne alınarak AKP, CHP, DYP, MHP ve ANAP’tan oluşacak bir milli mutabakat hükümetinin kurulması gerekliliği anlatılmalı mıdır?

Ülkemizin durumu sadece AKP’nin veya CHP’nin veya başka bir partinin tek başına çözebileceği boyutu maalesef aşmıştır. Herkes topu birbirine atmakta, şehit kanları oluk gibi akmakta, bizler ise sivili ve askeri ile hangimiz şehit anasını daha iyi teselli ederizlerdeyiz!!!
Sevgili okuyucular şahsım ve sizlerin adına bu yazıyı Sn. Mehmet Ali Dim’den yukarıda bahsi geçen tüm şahıs ve kurumlara e-mail ve faks kanalıyla iletmesini rica ediyorum. Belki dikkate alan olur.

Dip Not: Suç duyurusunda bulunduğum Ferhat Tunç konusunun takibinde desteğini esirgemeyen Sn. Sami Çaycoşar’a teşekkür ediyorum.
Bu konuyla ilgili olarak görevlerini yaptıkları zaman Cumhuriyet Savcılarımıza ve kolluk kuvvetlerimize de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Eğer yapıldı da bizim haberimiz yoksa lütfen gazetemizi resmi olarak bilgilendirsinler.
....
Bu yazı 1709 kere okunmuştur.



Bu makele için yapılan yorumlar


Alper Türkmen
30.09.2006
Sayın Sabih bey,

Size katılmaman mümkün değil. Evet J. Tğm C. Evranos şehit edildiği gün akşam saat 22.00 da TRT 2 de haberleri izliyorum. 1. haber Kara Kuvvetleri Komutanımızın haberi... İrtica halen birinci tehlike, irtica ile mücadelemiz devam edecek diyor... Sayın Paşamız. 2. haber PKK tarafından şehit edilen rahmetli Evranos teğmenimiz... Ben üzüldüm tabii ki ateş düştüğü yeri yakar, ancak gayr-i ihtiyari bir şekilde de 1. haber ile 2. haberi izleyince gülümsedim... Nasıl oluyorda askerlerimiz PKK tarafından şehit edilirken hala birinci tehlike irticadır diyebiliyorlar. El insaf diyorum. Evet bugün Emperyalistlerde İslamı tehlike olarak göstermek için terörü hoşgörü dini olan İslamiyetle bağdaştırıyorlar. Acaba emperyalistlerin etkisinde mi kalıyorlar. Kırık plak gibi aynı ifadeleri terennüm edip duruyorlar. Yoksa bu irtica perdesinin arkasında bizim bilmediğimiz bişeyler mi var? Bu ülkede bugün sayın Sabih bey sizin de belirttiğiniz gibi "İÇ GÜVENLİK" sorunu var...
Yoksa aynı modda başka söyleyecek bişey yok gibi her toplantıda ve her konuşmada aynı kelime ve cümleleri tekrar etmek acaba ne kazandırıyor Türk Milletine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder