DORUKTÜRK TV

6 Mayıs 2012 Pazar

DPT ve MPM

DPT ve MPM
..: 02.10.2006:..

İTO Meclis Toplantısı’nda konuşan Başbakan Erdoğan,Türkiye ekonomisinin tarihinde ilk kez dört yıl üst üste büyüdüğünü söylerken, büyümenin ‘sanal’ olduğunu söyleyenlere, “Rakamlara bakan sağlıklı büyümeyi görür” yanıtını verdi. Diğer yandan Erdoğan, TOBB Başkanına da daha önce bir başbakanla bu kadar sık bir araya gelip gelmediğini sorduğunu, aldığı yanıtın ‘hayır’ olduğunu belirtti.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise şunları söyledi: “Türkiye’de en önemli sorun istihdam. Yapısal reformların sürdürülmesini, kayıt dışı ekonomi, sağlık, eğitim alanlarında değişim rüzgarlarının devam etmesini istiyoruz.”
Görüldüğü veya düzeltiyorum okunduğu üzere herkes memnun gidişattan. Herkesin elinde bir takım rakamlar çoğu bizden olmayan bizim olmayan yani IMF’nin, Dünya Bankası’nın ve çoğu ABD kökenli ulusal araştırma şirketlerinin verileri!
Peki makalenin başlığında yer alan kısaltmaları hiç merak edenimiz var mı içimizde?
Ben sizleri yormayayım.
DPT : Devlet Planlama Teşkilatı
MPM : Milli Prodüktivite Merkezi
Bu birimler Süleyman Demirel ve Turgut Özal döneminde ve en son sanırım Ecevit Hükümetinde kullanılan daha sonra özellikle bu hükümet döneminde işlevselliğini yitirdiğini düşündüğüm güzide kurumlarımız.
Devlet planlama Teşkilatı, yapısı itibariyle inanılmaz zengin bir veri tabanına sahip olduğundan doğru ellerde kullanıldığı takdirde kısa, orta ve uzun vade planlamalarla devleti yönetme yetisini elinde bulunduran hükümetin en önemli silahıdır. Bugün dünya bize, bizim adımıza ekonomik anlamda roller biçmekte bizi belli bir kalıba sokmakta ve o kalıp çerçevesinde hareket etmemizi öngörmektedir. İşte kilit kelime budur. Öngörü!
Öngörü işi devlet adına bu hizmeti vermekle yükümlü olan DPT’na aittir!
DPT’nı verimli olarak çalıştırtacak olan da yine bizzat başbakanın kendisidir. Yönetmiş olduğu ülkesinin nerelere doğru gitmesini istiyorsa o konuyla ilgili tüm projeksiyon çalışmalarını yaptırtması mümkündür.
Eğer bu kurum yeterince çalıştırılabilmiş olsaydı; bugün Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi yerine istihdam ve Katma Değer oluşturacak yeni bir sektör Türkiye’ye kazandırılmış olurdu.
Tekstil sektörü emek yoğun bir sektör olup istihdam demektir. İstihdam kelimesini görmemezlikten gelip olaya sadece ciro bazında bakarsanız sanki bu sektörün yerine otomotiv sektörü oturtulmuş gibi gözükebilir ve o zaman ihracat rakamlarıyla istediğiniz gibi oynayabilir, süslü kelimelerle bunları Ulusa Sesleniş programlarında anlatabilirsiniz.
Böyle olmadığı gerek bizde gerekse Almanya’da görülmektedir.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm Raporu kapsamında Almanya, ABD ve Japonya’dan sonra üçüncü sıradadır. Gel gör ki Alanya’mıza gelen Alman turistlerde de gördüğümüz üzere bu, dünya çapında tescilli ekonomik büyüklük tabana yani halka yansımamaktadır. Halk mutsuzdur çünkü alım gücü yoktur. Çünkü geçmiş senelere göre fakirleşmiştir. Bunun tek nedeni aynen Sayın Erdoğan’ın da göz ardı ettiği gibi kendi ülkende istihdam yaratmamak, mevcut işadamlarını diğer ülkelerde yatırım yapmaya teşvik etmek.
HALKI GÜLMEYEN BİR ÜLKENİN İKTİDARININ GÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. Onun adı zoraki sırıtma olur.
Diğer taraftan çoğunuzun eminim adını yeni duyduğunuz Milli Prodüktivite merkezi ise tamamen verimlilik kelimesini, işlevini Türkiye’ye öğretmeye ve uygulamaya çalışan yine Ankara’mızın güzide bir kurumudur.
Farkında mısınız Ankara deyip duruyorum. Çünkü Babacan’a katılmıyorum. Atatürk’ün tırnaklarıyla oluşturduğu, yoktan var ettiği Anadolu’nun çorak kasabası olan Ankara’dan Merkez Bankası’nın alınıp İstanbul’a taşınması isteğini hazmedemiyorum!!!!!!!!
Bu kısa ara konudan sonra MPM’ne devam edelim:
MPM ile ilk işbirliğim 1991 yılına rastlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Planlama Sorumlusu olarak yer aldığım rahmetli Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Sayın Mehmet Küçük’e ait konfeksiyon fabrikasında üretimin verimliliği ile ilgili ters giden bir şeyler vardı çözemiyorduk. Firma göz göre göre zarar ediyordu. Üniversite yıllarından beri dergisini takip ettiğim MPM’ye bir dilekçe yazarak konuyu bildirdim. İnanmayacaksınız bürokrasisinden şikayetçi olduğumuz Ankara’nın bu fevkalade kurumu çok değerli iki mühendisini bir hafta süre ile Kıbrıs’a gönderdiler. Tam 40 sayfalık bir raporu oluşturarak bizlere teslim ettiler.
Hikaye gibi değil mi? Bugün eğer isterseniz bireysel olarak problem gördüğünüz ve ya daha iyi olmasını arzuladığınız işletmeniz için (hangi sektör olursa olsun) MPM’ye müracaat etmeniz yeterli olacaktır.
Sizlere PLANLAMA ve VERİMLİLİK dolu günler diliyorum.
....
Bu yazı 256 kere okunmuştur.


Bu makele için yapılan yorumlar


ali akbay
04.10.2006
Türkiyemizin hakikaten çok değerli beyinlerini bünyesinde barındıran bu iki çok önemli kurumu bizlere bir defa daha hatırlattınız .
Teşekkürler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder