DORUKTÜRK TV

6 Mayıs 2012 Pazar

Türkiye-İran ilişkileri ve Amerika

Türkiye-İran ilişkileri ve Amerika
..: 07.12.2006:..

İlginçtir, Türkiye’de gündem bırakın haftayı, gün içinde dahi değişebiliyor. Bizlerde bu akarsuyun içinde akarken görüntüleri yakalayıp paylaşmaya çalışıyoruz.
Gün geliyor Sn. Büyükanıt Paşa’ya kızıyoruz. Hala kamuflajını giymediği ve Kuzey Irak’a bizleri götürmediği ve topu hükümete dolayısıyla meclise attığı için.
Gün geliyor MHP kongresinde yaşanan güya demokratik ortamda yapılan (sanki birden fazla aday varmış gibi ) MHP Genel Başkanlık seçiminin trajikomikliğini ve Dr. Devlet Bahçeli’nin bilerek olduğunu düşünmek istemediğim ama somut olarak milliyetçi harekete verdiği zararı.
Gün geliyor Mehmet Ağar’ın, Düz Ova söylemine kafayı takıyoruz. Bizim için çok önemli olduğunu düşündüğümüz ve Vatan’a ciddi emeği geçmiş bir insanın gaflarını dile getirmeye çalışıyoruz. Hem ciddi ortamda hem de sıra gecesinde…
Ama akarsu akmağa devam ediyor ve bizi bu defa alıp İran’a götürüyor.
İran gazetelerine baktığımızda, Türkiye-İran ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ülkelerini ziyareti ile bu ilişkinin yol kat ettiğini söylüyorlar.
Aslında olması gereken bu. Biz sonuçta sınır komşusuyuz ve zaman zaman çıkarlarımız çatışsa da gerektiğinde PKK sorunu ve Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda aynı ağızdan konuşabildiğimiz ve ortak paydada bulaşabildiğimizi dosta ve düşmana ve hatta dost ve müttefikimiz olarak gözükenlere de göstermiş oluyoruz.
Yukarıdaki bu uzun cümleyi kurduktan sonra bir de madalyonun öbür yüzüne bakıyorsun. Görüşme sonrası sabah erkenden, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Wilson, soluğu Dışişleri Bakanlığı’nda alıyor (Gerdek gecesi sabahı kızını arayan anne misali). Abdullah Gül ile yapılan görüşme 45 dakika sürüyor ve bu basına “Rutin” bir görüşme olarak açıklanıyor.
Gönül istiyor ki, T.C. Başbakanı, özgür iradesi ile kimsenin ve hiçbir ülkenin mesaj taşıyıcısı olmadan diğer ülkelerle görüşsün ve öncelikli olarak T.C.’nin kutsal çıkarlarını korusun!
Gönül bu, AK’a da konuyor yoka da!
Daha önceki yazımda da belirtmiştim. İsrail’in nükleer güce sahip olması Türkiye için ne kadar tehlikeli ise İran’ın nükleer güce sahip olması da o kadar tehlikelidir. Fazla veya az değil. İran’ın bu güce sahip olmasında fayda vardır ve kesinlikle Türkiye’de, gerek Avrupa, gerek Rusya ve gerekse Japonya ile işbirliği yaparak İran ile aynı zamanda nükleer güce sahip olmalıdır. Olmazsa ne olur?
Ne olacak: Su akar Türk bakar.....
Bu yazı 256 kere okunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder