Faili belli olan faili
meçhul
..: 26.05.2006:.. | ||||||||||||||||||||
Dün Sn. Mehmet Ali Dim beni
arayarak,”Üstat sadece iki atımlık mı barutunuz vardı, yeni yazılarınız
olmayacak mı ? Danıştay ile ilgili yazınızı bekliyoruz!” deyince, Tekstil
Sektörümüz ile yaptığım yazı dizisi çalışmamı şimdilik ertelemek zorunda kaldım.
İlerleyen günlerde bu konuyu gündeme getireceğim. Danıştay’ımıza yapılan saldırının ardından geçen sürede hemen kaleme sarılıp öfkemi haykırmak yerine özellikle, tüm köşe yazarlarımızı, duayenleri, bir bilenleri okudum, izledim ve gözledim. Bunları ve bunların sonunda şahsi fikirlerimi, siz, değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Bu yazılardan kısmi alıntıları bilgilerinize sunuyorum: 1- Komplo teorilerinden bahsederek sonucu geçmişten de örnekler (27 Mayıs 1960 öncesi Adnan Menderes Hükümeti’ne yapılan uyarılar) vererek dikkatli olun bu gidişin sonu darbe olabilir. 2- Danıştay’a yapılan bu saldırı ülkücü kökenli, mafya bağlantılı ve eski ordu mensubu bir …Derin İlişkiler. 3- AKP kongrelerindeki konuşmalar tek tek incelenirse, gerici kesimlere verilen mesajların onların içindeki öfkeyi nasıl ateşlediği görülür. Bir iktidar dini, politikaya bu kadar alet edip ülkeyi gererse, varılacak nokta bundan başka yer olamazdı. 4- Nedense sorulmayan, sorulmak istenmeyen, görülmeyen, görülmek istenmeyen bu hususu, sesi gür çıkan ithamcılar örtbas etmeye çalışıyor. Şu açık ki, zan altında bırakılan geniş kesim, başörtüsüne uygulanan yasaklar ve 2. Daire kararı sebebiyle temel insan haklarından mahrum olanlardır. 5- Rejim tehlike altında sloganıyla, özellikle de inançlı kesime kaşıkla verilmiş temel haklar ve inanç özgürlüğü, kepçeyle geri alınacaktır. 6- Kerime Dölen adlı okurumuz, yazımdaki uyarılara hak vermekle birlikte “Kamplaşmamak gerek ama en baştakiler devamlı bununla uğraşıyor, Ülkenin satılmadık köşesi kalmadı, misyonerler doldu ve istediklerini konuşuyorlar, kimse onlara ses çıkaramıyor, halk konuşunca zararlı oluyor. Bu tür oyunlarla Amerikan düşmanlığını yenemezler ve Türk halkını İran’a düşman da edemezler. Çünkü İran kendini korumaya çalışıyor” diyor. 7- …Çünkü onların kafasında; Cumhuriyetçiler, Mustafa Kemal’i sevenler, Aleviler öğretmenler, işçiler, başı açıklar, makul çoğunluk, orta sınıf ve aydınlık kesimler “millet” değil. Türbanlılar, takkeliler, cemaatler, tarikatlar ise gerçek millet. Bu alıntılarda sizlere yurdum gazetelerinde yer alan her iki görüşe sahip fikirleri ilettim. Dikkat ettiniz mi bilmem, bir tarafta Atatürkçülük, diğer tarafta dindarlık. Yani Atatürkçü isen dindar olman mümkün değil (mi?) Danıştay baskını ile ilgili derin ilişkiler ne kadar derinlere inecek, hep beraber göreceğiz. Şahsi kanaatim şudur ki, derinlerden gelen ses, T.C’nin derinlerinden değildir. Tüm ipuçları CIA ve MOSSAD’a kadar uzanacaktır ama bunu resmi ağızların açıklaması mümkün olmayacaktır. 02 Ekim 1992 yılında beş şehit verdiğimiz Muavenet olayının sır perdesini koruduğu gibi ..(bu konuyu derinlemesine bu köşede İşleyeceğiz). .ABD ve gerçek stratejik ortağı İsrail’in şu an ki kutsal çıkarları, AKP’nin artık iktidarda kalmamasını gerektirmektedir.Ve düğmeye basılmıştır. Kimilerimiz bu sürece bilinçli, kimilerimiz ise bilinçsiz olarak hizmet etmekteyiz. Önemli olan büyük ağabeyimiz ABD iktidar için kimi işaret edecek? Cevabı basittir.Yakın zamanda muhalefet parti başkanları filanca nedenlerle ABD ziyareti yapacaklar, oradaki lobilerle görüşmeler yapılacak ve icazet alınmaya çalışılacaktır. İcazeti alan, malum bir kesim, medya tarafından Türk Milletine allanıp pullanacak, zat-ı muhterem de aynı Tayyip Erdoğan gibi Amerika aleyhine esip gürleyecektir. Dostlar alış verişte görsün. Sonra gelsin başbakanlık. Bizlerin önüne koyulan türban, sözde Kürt sorunu (?), alevi-sünni, sözde Ermeni Soykırımı vb. sorunlarla Türkiye’mize zaman kaybettirilip büyük projeler üretmesi bir şekilde engellenirken, Sevgili Can dostumuz (?) ABD , BOP’ tan sonra Büyük Orta Asya Projesini gündeme getirdi. Güney Asya ülkeleri ile Orta Asya ülkeleri Arasında entegrasyona gidilmesi savunuluyor. Bu kadar laftan sonra Danıştay saldırganı Alparslan Arslan adlı şerefsizin arkasında kim var? Sizce çok önemli mi? Nasıl olsa her kaybettiğimiz değerin arkasından çok güzel törenler yapıp gümbür gümbür konuşuyoruz ya!. .... | ||||||||||||||||||||
Bu yazı 1983 kere
okunmuştur.
|
Sabih Samur'un köşe yazıları ve sosyal paylaşım sitelerindeki makaleleri
DORUKTÜRK TV
6 Mayıs 2012 Pazar
Faili belli olan faili meçhul
Etiketler:
Alparslan Arslan,
Danıştay Saldırısı,
Sabih Samur,
Yeni Alanya Gazetesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder