Cesur yürek Banu Avar
..: 21.12.2006:.. | |||||||||||||
| |||||||||||||
Severek izledim, izlerken de
çok şey öğrendim; TRT 1’deki “Sınırlar Arasında” adlı programı hazırlayan ve
sunan Banu Avar’dan. Onca eleştiriye ve küçümsemeye rağmen, pırıl pırıl programlar yapmaya devam eden TRT ve cesur temsilcisi bize programlarında Türklük onurunu hatırlatan, geçmişimizde bıraktıklarımızla, unuttuklarımızla bizleri yüzleştiren Sn. Banu Avar’a kucak dolusu sevgilerimi sunuyorum. Diğer taraftan hemen her gazeteye birileri tarafından yerleştirildiğini ve bir yerlere hizmet ettiğini düşündüğüm tiplerden biri veya bir kaçı (ne fark eder ki) bu hanımefendiyi akılları sıra yerden yere vurarak yıpratacaklarını, cezalandıracaklarını düşünerek suç duyurusunda bulunuyorlar. Artık Türkiye uyandı. Medyanın, daha doğrusu bazılarının sesi olan bir kısım medyanın şişirdikleri balonların hatta zeplinlerin patladığını veya patlayacağını görüyor, Türk insanı. İstediğiniz kadar Orhan Pamuk isimli (sanırım kimliğinde T.C. vatandaşı yazıyor) yazarı yüceltin, karşılama törenleri düzenleyin, CNN Türk adlı televizyon kanalınızın bütün imkanlarını kullanarak Orhan Pamuk Abidesi oluşturun. Sonuç ortada! Havaalanında kendi yolcusunu bekleyen, toplasan 20 kişiyi geçmeyen ve neyi alkışladığını bilmeyen kalabalığa poz verdirterek; gazetelerinize bu fotoğrafı taşıyarak kimi kandırabilirsiniz ki? Orhan Pamuk sarf ettiği sözlerle Türk milletinin beyninde ve gönlünde alması gerektiği yeri almıştır. Zorlamayın. Banu Avar ise sayenizde, tüm karşı propagandalarınıza rağmen gönlümüzde yükselmeye devam edecektir. Türk Milleti’ne TRT’de ve belki inşallah başka platformlarda da hizmet etmeye devam edecektir. Unutmayın bizler çoğunluğuz… YANLIŞ ANLAŞILMAK Pazar günü yayınlanan Sinan Aygün başlıklı yazıma uzun sayılabilecek, isimsiz bir e-posta gelmiş. F-16’ların düşmesine dikkat çekmek amacıyla bilinçli olarak “sürekli düşen” ifadesini kullandığım yazıma kapsamlı bir yanıt veren sn. okuyucumuz Yunanistan ile Türkiye arasında adetsel anlamda F-16 alım mukayesesi yapmış. Oysa naçizane benim dikkat çekmek istediğim daha önceki yazılarımda da vurguladığım gibi biz Türkler komplekssiz bir şekilde en iyiyi üretmek için ne yapabiliriz ona bakmamız lazım. Bizim Yunanistan ile idrar yarışı yapmak gibi bir sıkıntımızın olmaması gerekir. Hedefleri ve çıtayı yüksek tutmalıyız. Parasıyla değil mi, deyip sevgili U.S Army’den Uçak Gemisi almanın zamanı gelmiştir. Türkiye’ye Avrupa sınır jandarmalığı görevini veren AB, Ege, Karadeniz ve Akdeniz’i baştanbaşa turlayacak olan Uçak gemimizden rahatsız olmayacaktır. Sonuçta müttefikiz. Sonrası kolay. İçini arkadaşımızın dediği gibi ister yeni üretilecek olan F-35 ile doldur, istersen F-16 ile devam et. Böylece Sinan Aygün de elalemin uçak gemisinde inip kalkan uçaklara hayran hayran bakmak zorunda kalmayacak. Sevgili Dostum; 1960 yılında Devrim adlı arabayı yapan kudreti sudan sebeplerle pasifize eden ve otomotiv sektörünü sadece montaj kapsamında bıraktıran zihniyet ne ise; bugün övünerek bahsettiğimiz F-35 projenin bilmem hangi parçasının montajını yapmak odur. Bu filanca parçasını monte etmekten onur duyacağımız F serilerinin sonu olmayacaktır. Bizler F-35’lere binmeye başlarken onlar F-70’lerden dem vuracaklar. Lütfen hiç olmazsa İran kadar olalım. Kendi uçağını yapabilen bir İran. Nükleer Güce sahip bir İran ve diğer tarafta çok iyi bir satın almacı; Türkiye. Bol F’li günler dilerim..... | |||||||||||||
Bu yazı 304 kere
okunmuştur.
|
Sabih Samur'un köşe yazıları ve sosyal paylaşım sitelerindeki makaleleri
DORUKTÜRK TV
6 Mayıs 2012 Pazar
Cesur yürek Banu Avar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder