DORUKTÜRK TV

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Halka rağmen halk için

Halka rağmen halk için
..: 28.07.2007:..

Alanya il olmayı bekliyor! Bunu çoktan hak ettiğini düşünüyor. AKP’ye de nasıl olsa oyumuzu verdik ve sözümüzü tuttuk. Onlarda şimdi verdikleri sözü tutsun, diyor. Bu mudur? Evet budur.
Kızmayın, aynı olay Ankara’da, İstanbul’da ve memleketimin her köşesinde böyle yaşanıyor.
Yaşasın AKP! Dün dümdüz giden köşe yazarları bugün “aman başıma bir iş gelmesin” dercesine ortamı germeyelim geyiği ile özür dilemek dahil olmak üzere her yolu deniyorlar.
Evet artık kaldığımız yerden devam.Yani;
- Mükemmel giden Turizm sektörü daha da iyi olacak.
- Son demlerini yaşayan ve çıkış yolunu Mısır ve Tunus’a taşınmakta bulan Tekstil ve
Konfeksiyon sektörü tam gaz ihracata devam. Dolar 1YTL’ye kadar düşebilirmiş, kimin
umurunda.
- Esnaf dükkanları kapatmış veya açık tutmaya çalışıyor. Dostlar alışverişte görsün.
Sonuç: “Her şey güzel olacak…”
Evet sevgili okuyucularımız, mübalağasız en az elli kişiye,”AKP’ye oy verdiniz mi?” diye sordum. Aldığım yanıt hayır!
Neden biz böyleyiz? Neden dürüst değiliz? Evet verdim diyemiyoruz. Sonuçta verdiysen vermiş olduğun parti iktidara tek başına gelmiş ise niye saklarsın be kardeşim. Tuhaf.
Evet biz bunları yazaduralım beklediğimiz haber geldi. “Gerekirse ordu müdahale edebilir!” Ne demek şimdi bu? Testiyi kırmadan tokatı atalım misali…
Elin İtalyan’ı üşenmiyor bizim Emekli Orgeneral Edip Başer ile söyleşi yapıyor. Bu söyleşi de
La Repubblica adlı günlük gazetelerinde yayınlanıyor. Yazının başlığı: “Askerlerden Uyarı:
Müdahaleye Her An Hazırlar”.
Başer,sandıktan çıkan net sonuca saygı göstereceklerini belirterek, “Ak Parti net galibiyet kazandı. İnsanların büyük bölümü tercihini muhafazakârlardan yana kullandı. Bu tercihe saygıdan başka çare yok” dedi.
Başer, “Cumhurbaşkanını belirlemede durum raydan çıkarsa ordu yine müdahale edebilir. Bunu Nisan sonunda internette bildiri yayımlamaya oranla farklı bir şekilde de yapabilir. Ama Başbakan Erdoğan’ın işi böyle kritik bir noktaya taşıyacağını sanmıyorum.”
Dedi.
Bu yazının Türkçe Açıklaması şudur. Sevgili Abdullah Gül kardeşim. Sen iyi bir kardeşimiz olarak Dış İşleri Bakanlığı veya benzeri muhtelif bakanlıklarda kendine bir görev ayarla ama sakın Cumhurbaşkanlığı makamını aklına bile getirme,sonra, biliyorsun uf olur.
Ve Başer “Gül neden olmasın?” sorusuna “...Kendisinin geçmişteki bazı beyanatları, cumhuriyet karşıtıymış gibi bir izlenim uyandırmıştır. İnsanlar kişinin geçmişine bakıyorlar. Bu, zihniyeti anlamak için gerekli.”diye yanıt veriyor.
Ne diyelim büyüğümüzdür vardır bir bildiği paşamızın. Nede olsa Kuzey Irak konusunda “Koordinasyon” ile ilgili inanılmaz emeği geçti. Yalnız bana garip gelen, bizi Türkiye olarak dışarıda temsil yetkisi verdiğimiz bir kişinin “Cumhuriyet karşıtı” olduğunu düşünüyorsak insana demezler mi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Cumhurbaşkanlığı yüce makam, Dış İşleri Bakanlığı dandik makam mı?
İrticanın birinci öncelik olduğunu düşünen ve söyleyen yanlış zihniyet bugün de aynı yanlışlığı yapmaktadır. Gül’ün gelip gelmemesi beni şu an çok enterese etmiyor. Gündemin birinci önceliği bu olmamalı!
Benim ülkemin eyaletlere bölünmesi ve bir eyaletin adının Kürdistan olması gerektiğini söyleyen birileri, bu ülkede elini kolunu sallayarak geziyor, biz nerelerdeyiz, nelerle uğraşıyoruz?
Gün gelirde bu söylem kitlesel harekete dönüşürse işte o zaman ordu kışlasından çıkacaktır (Amerika’ya rağmen). Bu çıkışın adı da “Halka rağmen Halk için” olacaktır.
Umarım herkes aklını başına alır. Tek Vatan ve Tek Bayrak altında yaşaması gerektiği bilincine varır.

....
Bu yazı 598 kere okunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder